CAMMA Perşembe Konuşmaları: Türkiye’nin Arkeolojik Varlıklarının Korunmasına Farklı Bir Yaklaşım: SARAT Projesi
CAMMA Perşembe Konuşmaları, İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültür Yönetimi Yüksek Lisans Programı tarafından düzenlenmektedir.
Tarih: 26 Kasım 2020, Perşembe
Saat: 18.00-20.00
Online
Konuşmacı: Gül Pulhan
Etkinliğe katılmak için: https://bit.ly/2ILoSvT
SARAT Projesi
SARAT Projesi adını İngilizce ‘Safeguarding Archaeological Assets of Turkey’ (Türkiye’nin Arkeolojik Varlıklarının Korunması) ifadesinin baş harflerinden alır. Projenin amacı, Türkiye’nin arkeolojik varlıklarının korunması için bilgi-kapasite ve farkındalık artırmaktır. Bu hedef doğrultusunda çeşitli eğitim ve araştırmaları hayata geçirmektedir.
SARAT, Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü (BIAA) başkanlığında yürütülen bir projedir.
Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED) ve Uluslararası Müzeler Konseyi İngiltere Şubesi (ICOM UK) projenin ortaklarıdır ve çalışmalar birlikte yapılmaktadır.
SARAT Projesi, British Council ve İngiltere Dijital, Kültür, Medya ve Spor Bakanlığı’nın yönetimindeki Kültürel Koruma Fonu* (The Cultural Protection Fund- CPL-O69-16) tarafından finanse edilmektedir.
Neden korumak?
Türkiye’nin de içinde yer aldığı Ortadoğu coğrafyası ilk köylerden ilk kentlere, ilk devletlerden ilk imparatorluklara, insanın medeniyetler kurarak ilerlediği yolculuğunun eşsiz maddi kanıtlarına sahiptir. Günümüzün dev kentleri, kompleks toplum yapısı, iş bölümü, sanayi ve teknoloji adım adım önceki medeniyetlerin birikimlerinden süzülerek ortaya çıktı. Sürülen ilk saban, çarkta üretilen ilk çömlek, yazılan ilk tablet, basılan ilk para dijital çağı yaşayan 21’inci yüzyıl insanının ilk kilometre taşlarıydı.
Ancak Çayönü gibi ilk köylerden ve Göbeklitepe gibi en eski tapınak merkezlerinden, mega kentlere uzanan bu yolculukta taşın, toprağın, kerpicin anlattıklarını duymak güçleşti. Tüm insanlığın arkeolojik mirası, kimi zaman doğal afetlerin, definecilik ve yağmanın, kimi zaman hız kesmeyen kentleşmenin ve tarımın, kimi zaman da ilgisizliğin hedefi oldu. Eski eserler, alınıp satılan ‘eşyalar’, arkeolojik alanlar ruhu sönen harabeler gibi algılanmaya başladı.
Nasıl korumak?
Bu mirası hem doğal hem de insan kaynaklı tehditlere karşı korumak sadece uzmanların ve kurumların çabalarıyla değil, toplumsal farkındalığın artırılması ve kitlesel bir anlayış değişimiyle mümkün olabilir.
SARAT, tam da bu nedenle Türkiye’de toplumun arkeolojik varlıklara yönelik farkındalığını yükseltmek ve arkeolojiyle ilgili meslek gruplarında kapasite artırmak için profesyonellerden yöneticilere, medyadan koleksiyonculara uzanan geniş bir yelpazede çalışmalar yapmak üzere yola çıktı.
Çünkü ancak çok boyutlu bir bakışla ve birlikte hareket edilerek arkeolojinin temas ettiği ve beslediği alanlarda farklılık yaratılabilir. Bir arkeoloğun, bir müzecinin bilgisi binlerce yıllık arkeolojik varlıkları kurtarabilir, bir gazetecinin meslek etiği geçmişin fısıldadıklarını safsatalardan uzak biçimde toplumla buluşturabilir. Bir koleksiyoncunun tavır değişikliği kaçakçılığın önüne set çekebilir ve ancak güçlü, kitlesel bir duyarlılık arkeolojik varlıkları zarar görmekten ve yok olmaktan kurtarabilir.