Yeni İstanbul:Arnavutköy / Tehditler ve İmkanlar
İstanbul'un batı ve kuzey sınırlarını oluşturan Arnavutköy İlçesi’nin ilginçliği, bir yandan Marmara Bölgesi’nin bütününe yayılan bir metropoliten alanın ciğerlerini oluşturan Karadeniz kıyılarının yapılaşmamış ve kentleşmemiş peyzajını -dolayısıyla gayrimenkul sektörü için son 10 yılın ve yakın geleceğin yeni inşaatları ve kentleşmesi açısından en iştah kabartıcı arazilerini- öte yandan Arnavutköy, Hadımköy ve Karaburun gibi oldukça sorunlu kentleşmiş alanları birlikte kapsamasından kaynaklanıyor. Ayrıca yine birbirlerine zıt özellikler gösteren sanayi peyzajıyla tarım/orman peyzajı ve 8.000.000 kişinin içme suyu ihtiyacını karşılayan su havzaları da ilçe sınırları içinde yer alıyor. Dolayısıyla atölye çalışmalarının ortak problematiği iki tür mimari müdahaleye yoğunlaşmıştı:
kentleşmeye ve yapılaşmaya başlamış dolu alanlara çeki-düzen vermek üzere ne tür mimari müdahaleler yapılabileceği ve orman, tarım alanları gibi yapılaşmamış veya sanayi gibi kısmen yapılaşmaya başlamış ama peyzaj strüktürünü farklı boşluk tiplerinin oluşturduğu peyzaj karakterlerine ne türden imar kodları verilerek İstanbul'un geri kalanından farklı ve onlara alternatif bir model oluşturabilecek mimari müdahalelerin yapılabileceğiydi.Bu çerçevede Cem Çelik ve Tansel Korkmaz grubu alanın bütünü içindeki yapılaşmış dolulukların analizini yaparken; Mehmet Kütükçüoğlu atölyesi yine alanın bütünü içindeki yapılaşmamış boşlukların analizini yaptılar. Cem Çelik ve Tansel Korkmaz grubu bunu takiben farklı peyzajlardaki -su havzası koruma alanı kıyıları, eski TSK arazisi gibi- yapılaşmış alanların aralarındaki boşlukların yapılaşma potansiyelleri üzerinde düşündü. Mehmet Kütükçüoğlu grubu ise ilçenin en ayırdedici özelliği olan yapılaşma tehdidi altındaki pitoresk açık alanlarının potansiyelleri üzerine yoğunlaştı ve bu potansiyelleri ortaya çıkaracak bir eko-turizm güzergahı tasarladı.
Murat Tabanlıoğlu ve Han Tümertekin grupları İstanbul metropolitan alanının başlıca sorunlarından olan kamusal alanların farklı nitelikleri ve bölgeye nasıl entegre edilebileceği üzerine çalıştı. Murat Tabanlıoğlu grubu Hadımköy’de daha önce tren yolunun geçtiği bir boşluğu ticaretle desteklenmiş kültür ve rekreasyon ağırlıklı bir kamusal alana dönüştürmenin alternatiflerini araştırdı. Han Tümertekin grubu ise Arnavutköy merkezin yönetim kampüsünün nasıl bir kamusal alanı jenere edebileceği üzerine düşündü.
Nevzat Sayın grubu çalışma alanı olarak Karaburun'u seçti ve Karadeniz kıyılarında buluşan orman-deniz ve kayalıklardan oluşan ilginç peyzajın poetik karakterlerini ortaya çıkaracak ve yaşanılır kılacak mimari müdahalelerin neler olabileceği üzerine yoğunlaştı.
Bu tür belli yerlere odaklanmış müdahalelerle eşzamanlı olarak Cem Çelik önderliğinde BİLGİ-MİMARLIK mezunlarından Bilge Bal, Elif Simge Fettahoğlu, Ata Kurt ve Necmeddin Selimoğlu’ndan oluşan bir grup Arnavutköy ilçesini bölge-kent içinde konumlandıran analitik okumalar yaptı. Paralel giden bu çalışmalar sayesinde Atölye farklı ölçekler ve anlama pratikleri arasında gidip gelen bir düşünme süreci deneyimleme şansına sahip oldu. Bu grubun çalışması İlçe Belediyesi’ne Stratejik Plan üretmek üzere Ekim ayına kadar devam edecek.
Bahar dönemi çalışmaları; 2-3 Haziran tarihlerinde gerçekleşen ve Arnavutköy Belediye Başkanı ile teknik konulardaki yöneticilerinin de aktif olarak katıldığı ara jüri ve bunu takiben final jürideki sunuşlar, eleştiriler ve tartışmalarla sonuçlandı.
Çalışmaların kamuoyuna sunulduğu ve Marshall’ın desteğiyle hazırlanan sergi 21 Haziran, Salı günü saat 18:00’de araştırmacıların ve farklı kurumların Arnavutköy okumalarını dile getirecekleri bir açık-masa toplantısının ardından ziyarete açıldı.
Tarih: 21 Haziran 2011
Saat: 18:00
Sergi: Santral Kampüsü, E3 Galerisi
Panel: Santral Kampüsü, E3-201